Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Hayvan Çiftliği George Orwell’in 1945’te yayımlanan komünizmin ve Josef Stalin döneminin en büyük eleştirisini sembolik olarak Hayvan Çiftliği üzerinden yapan büyük bir eserdir.
Kitapta yaşlı bir domuz olan Koca Reisin yaptığı toplantıdan ilham alarak hayvanların ayaklanarak çiftliği ele geçirmeleri ile insanların egemenliğinin son bulup yeni yönetim domuzların egemenliğinde yeni bir hayat başlar.
Yaşlı domuz Koca Reis artık yaşamının sonlarına yaklaşmış ve hayvanlara gördüğü bir düşü anlatıp düşüncelerini paylaşmak için toplantıya çağırır. Çiftliğin sahibi işleri aksatarak zamanlarına dikkat etmemekte ve sürekli içip sarhoş şekilde gezmektedir. Yine zil zurna sarhoş olup eve gelip sızdığında hayvanlar yerlerinden ayrılarak Koca Reisin çağrısı sonucu organize edilen toplantıya katılırlar.
Koca Reis konuşmasından bir kesit şu şekildedir:
“Evet yoldaşlar, yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır? Açıkça söylemekten korkmayalım: Şu kısa ömrümüz yoksulluk içinde, sabahtan akşama kadar uğraşıp didinmekle geçip gidiyor. Dünyaya geldikten sonra yaşamamıza yetecek kadar yiyecek verirler; ayakta kalanlarımızı canı çıkana kadar çalıştırırlar, işlerine yaramaz geldiğimizde de korkunç bir acımasızlıkla boğazlarlar. İngiltere’de, bir yaşına geldikten sonra, hiçbir hayvan eğlenip dinlenemez. İngiltere’de hiçbir hayvan özgür değildir. Hayatımız sefillikten, kölelikten başka nedir ki! İşte, tüm çıplaklığıyla gerçek budur.”
“Peki, bu durum, Doğa’nın bir yasası mıdır? Ülkemiz, topraklarında yaşayanlara düzgün bir hayat sunamayacak kadar yoksul mudur? Hayır, yoldaşlar, asla! İngiltere toprakları bereketlidir; havası suyu iyidir yurdumuzun; bugün bu ülkede yaşayan hayvanlardan çok daha fazlasına bol bol yiyecek sağlayabilir. Yalnızca şu bizim çiftlik bile bir düzine atı, yirmi ineği, yüzlerce koyunu besleyebilir; besleyebilir ne demek, onlara bugün bizim hayal bile edemeyeceğimiz kadar rahat ve onurlu bir hayat yaşatabilir. Öyleyse, bu sefilliğe neden boyun eğelim? İnsanlar, emeğimizle ürettiklerimizin neredeyse tümünü bizden çalıyorlar. İşte, yoldaşlar, tüm sorunlarımızın yanıtı burada. Tek bir sözcükte özetlenebilir: İnsan. Tek gerçek düşmanımız İnsan’dır. İnsan’ı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden.”
“İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de, tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır karşılığında onlara açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek verir, geri kalanını kendine ayırır. Bizse emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz; oysa hiçbirimizin postundan başka bir şeyi yoktur. Siz şu karşımda oturan inekler; bu yıl kaç bin litre süt verdiniz? Güçlü kuvvetli danalar yetiştirmek için gerekli olan sütleriniz nereye gitti? Her bir damlası düşmanlarımızın midesine indi. Siz, tavuklar; bu yıl kaç yumurta yumurtladınız, o yumurtaların kaçından civciv çıkarabildiniz? Tümüne yakını pazarda satıldı, Jones ve adamlarına para kazandırdı. Ve sen, Clover, doğurduğun o dört tay nerede; yaşlandığında sırtını dayayacağın, keyfini süreceğin o taylar nerede? Dördü de bir yaşına geldiklerinde satıldı; onları bir daha göremeyeceksin. İnsanlara verdiğin o dört tay ve tarlalardaki emeğinin karşılığında bir avuç yem ve soğuk bir ahırdan başka ne gördün?”
“Kaldı ki, yaşadığımız şu sefil hayatın doğal sonuna varmasına bile izin vermezler. Ben gene talihli sayılırım, onun için pek o kadar yakınmıyorum. On iki yaşındayım, dört yüzden fazla çocuğum oldu. Bu bir domuz için çok doğal. Ama hiçbir hayvan sonunda o gaddar bıçaktan kaçamaz. Siz, karşımda oturan genç domuzlar; bir yıla kalmaz, bıçağın altında ciyaklaya ciyaklaya can verirsiniz. İnekler, domuzlar, tavuklar, koyunlar; bu korkunç son hepimizi bekliyor, hepimizi. Atların ve köpeklerin yazgısı da bizimkinden farklı sayılmaz. Sen, Boxer, şu koca kasları gücünü yitirmeye görsün, Jones o saat, sakat ve kocamış atları alan kasaba satar seni. Kasap da gırtlağını keser, kazanda kaynatıp av köpeklerine mama yapar. Köpeklere gelince; yaşlanıp dişleri dökülmeye görsün, Jones boyunlarına bir taş bağlar, en yakın göle atar.”
“Öyleyse, yoldaşlar, bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi? Şu İnsanoğlundan kurtulalım emeğimizin ürünü bizim olsun. İşte o zaman zengin ve özgür olacağız. Öyleyse, ne yapmalı? Gece gündüz, var gücümüzle insan soyunu alt etmeye çalışmalı! İşte söylüyorum yoldaşlar: Ayaklanın! Bu ayaklanma ne zaman gerçekleşir, bilemem, bir haftaya kadar da olabilir, yüz yıla kadar da; ama şu ayaklarımın altındaki samanı gördüğüm gibi görüyorum: Hak er geç yerini bulacaktır. Yoldaşlar, şu kısa ömrünüzde bunu aklınızdan çıkarmayın! Ve en önemlisi, bu öğüdümü sizden sonra gelenlere de iletin ki, gelecek kuşaklar zafere kadar savaşsın.”
Koca Reis olarak geçen domuz Karl Marks’ı temsil eder. Bu konuşmasının ardından gördüğü düşten bahseder ve hayvanların galip geleceğini söyler birde hayvanlara İngiltere’nin Hayvanları marşını öğretir ve hep birlikte hayvanlar şarkıyı söylerler.
Çiftlik sahibi Bay Jones o dönemin çarı olan Çar İkinci Nicholas’ı temsil eder. Koca Reis ayaklanmaya yetişemez ayaklanma olmadan önce ölür. Ayaklanmanın öncülüğünü Napolyon ve Snowball yapar. Napolyon komünist lider Josef Stalin’i Snowball ise Leon Troçki’yi temsil eder.
Devrim yapıldıktan sonra iri yarı, konuşma konusunda pek becerikli olmayan ama güç kullanmaktan çekinmeyen Napolyon ile yaptığı çalışmalarla çiftliğe ve hayvanlara faydalı olmak isteyen parlak zekalı konuşması etkili Snowball arasında fikir ayrılıkları çıkar.
Devrim yapıldıktan sonra çıkan bu fikir ayrılıklarına Napolyon’un gizlice yetiştirmiş olduğu kocaman iri yarı köpek sürüsünü kullanarak Snowball’u kovalatıp öldürtmesi noktayı koyar. Snowball hain ilan edilir. Devrim yapıldıktan sonra çiftliğin duvarına yazılan yedi emir kullanım şekline göre Napolyon’un elamanları tarafından sürekli değiştirilerek hayvanların hafızasında kalan izler yapılan propagandalar ile “yok yoldaşlar olur mu öyle şey siz yanlış hatırlıyorsunuz bu emir aslında bu şekildeydi ve bunları kast etmekteydi gibi söylemlerle” silinmekte ve yapılanın gayet doğru ve kurallara uygun olduğu söylenmektedir.
Hayvan Çiftliği Rusya’yı temsil etmekte İngiltere ise dünyayı temsil etmektedir. Rus lider Çar İkinci Nicholas aynı kitapta anlatılan gibi halkını kontrolde zayıf ve sarhoş şekildedir. Hal böyle olunca Marks ve Lenin gibi komünistler fikirlerini yayarlar. Halka usulca verilen telkinlerle ayaklanmaya hazır duruma getirilmiş ama normalde halkın komünizm isteği söz konusu değildir. Lenin, Stalin, Troçki gibi liderler halkı galeyana getirerek isyan etmelerini istemiş ve buna haklı hazırlamışlardır. Rus Çarının kötü idaresi ve kitapta olduğu gibi beslenemeyen halkın bir anda isyanı ile ne olduğu daha anlaşılamadan devrim gerçekleşmiştir. Komünizmi istemeyen halk da zorla dahil olmuş ve sistem ve bürokrasi zorla işler hale getirilmiştir.
Komünizmin makul ve yararlı kısımlarını Snowball temsil eder Lenin ve Troçki’den izler taşır. Zorba ve diktatör yanını ise Napolyon temsil eder Stalin olarak. Özgürlük ve eşitlik adı altında Hitlerle ortaklık etmiş insanlara zulümler etmiştir. “İnsanlar eşit bazıları daha eşit” kavramı oluşmuş ve kendisini övmeyenleri cezalandırmıştır. Bütün bu yapılan adaletsizlikler ve adam kayırmalar kaçınılmaz sonu hazırlamış ve çöküşü getirmiştir.
Hayvanizm: Sosyalizm
Snowball: Leon Troçki
Napolyon: Josef Stalin
Bay Jones: Çar İkinci Nicholas
Squealer: Propaganda
Köpekler: KGB
Bay Frederick: Adolf Hitler
Tarih: 2018-01-07 18:34:02 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Hayvan Çiftliği George Orwell Analiz Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Kitapta yaşlı bir domuz olan Koca Reisin yaptığı toplantıdan ilham alarak hayvanların ayaklanarak çiftliği ele geçirmeleri ile insanların egemenliğinin son bulup yeni yönetim domuzların egemenliğinde yeni bir hayat başlar.
Yaşlı domuz Koca Reis artık yaşamının sonlarına yaklaşmış ve hayvanlara gördüğü bir düşü anlatıp düşüncelerini paylaşmak için toplantıya çağırır. Çiftliğin sahibi işleri aksatarak zamanlarına dikkat etmemekte ve sürekli içip sarhoş şekilde gezmektedir. Yine zil zurna sarhoş olup eve gelip sızdığında hayvanlar yerlerinden ayrılarak Koca Reisin çağrısı sonucu organize edilen toplantıya katılırlar.
Koca Reis konuşmasından bir kesit şu şekildedir:
“Evet yoldaşlar, yaşadığımız hayat nasıl bir hayattır? Açıkça söylemekten korkmayalım: Şu kısa ömrümüz yoksulluk içinde, sabahtan akşama kadar uğraşıp didinmekle geçip gidiyor. Dünyaya geldikten sonra yaşamamıza yetecek kadar yiyecek verirler; ayakta kalanlarımızı canı çıkana kadar çalıştırırlar, işlerine yaramaz geldiğimizde de korkunç bir acımasızlıkla boğazlarlar. İngiltere’de, bir yaşına geldikten sonra, hiçbir hayvan eğlenip dinlenemez. İngiltere’de hiçbir hayvan özgür değildir. Hayatımız sefillikten, kölelikten başka nedir ki! İşte, tüm çıplaklığıyla gerçek budur.”
“Peki, bu durum, Doğa’nın bir yasası mıdır? Ülkemiz, topraklarında yaşayanlara düzgün bir hayat sunamayacak kadar yoksul mudur? Hayır, yoldaşlar, asla! İngiltere toprakları bereketlidir; havası suyu iyidir yurdumuzun; bugün bu ülkede yaşayan hayvanlardan çok daha fazlasına bol bol yiyecek sağlayabilir. Yalnızca şu bizim çiftlik bile bir düzine atı, yirmi ineği, yüzlerce koyunu besleyebilir; besleyebilir ne demek, onlara bugün bizim hayal bile edemeyeceğimiz kadar rahat ve onurlu bir hayat yaşatabilir. Öyleyse, bu sefilliğe neden boyun eğelim? İnsanlar, emeğimizle ürettiklerimizin neredeyse tümünü bizden çalıyorlar. İşte, yoldaşlar, tüm sorunlarımızın yanıtı burada. Tek bir sözcükte özetlenebilir: İnsan. Tek gerçek düşmanımız İnsan’dır. İnsan’ı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden.”
“İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de, tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır karşılığında onlara açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek verir, geri kalanını kendine ayırır. Bizse emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz; oysa hiçbirimizin postundan başka bir şeyi yoktur. Siz şu karşımda oturan inekler; bu yıl kaç bin litre süt verdiniz? Güçlü kuvvetli danalar yetiştirmek için gerekli olan sütleriniz nereye gitti? Her bir damlası düşmanlarımızın midesine indi. Siz, tavuklar; bu yıl kaç yumurta yumurtladınız, o yumurtaların kaçından civciv çıkarabildiniz? Tümüne yakını pazarda satıldı, Jones ve adamlarına para kazandırdı. Ve sen, Clover, doğurduğun o dört tay nerede; yaşlandığında sırtını dayayacağın, keyfini süreceğin o taylar nerede? Dördü de bir yaşına geldiklerinde satıldı; onları bir daha göremeyeceksin. İnsanlara verdiğin o dört tay ve tarlalardaki emeğinin karşılığında bir avuç yem ve soğuk bir ahırdan başka ne gördün?”
“Kaldı ki, yaşadığımız şu sefil hayatın doğal sonuna varmasına bile izin vermezler. Ben gene talihli sayılırım, onun için pek o kadar yakınmıyorum. On iki yaşındayım, dört yüzden fazla çocuğum oldu. Bu bir domuz için çok doğal. Ama hiçbir hayvan sonunda o gaddar bıçaktan kaçamaz. Siz, karşımda oturan genç domuzlar; bir yıla kalmaz, bıçağın altında ciyaklaya ciyaklaya can verirsiniz. İnekler, domuzlar, tavuklar, koyunlar; bu korkunç son hepimizi bekliyor, hepimizi. Atların ve köpeklerin yazgısı da bizimkinden farklı sayılmaz. Sen, Boxer, şu koca kasları gücünü yitirmeye görsün, Jones o saat, sakat ve kocamış atları alan kasaba satar seni. Kasap da gırtlağını keser, kazanda kaynatıp av köpeklerine mama yapar. Köpeklere gelince; yaşlanıp dişleri dökülmeye görsün, Jones boyunlarına bir taş bağlar, en yakın göle atar.”
“Öyleyse, yoldaşlar, bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi? Şu İnsanoğlundan kurtulalım emeğimizin ürünü bizim olsun. İşte o zaman zengin ve özgür olacağız. Öyleyse, ne yapmalı? Gece gündüz, var gücümüzle insan soyunu alt etmeye çalışmalı! İşte söylüyorum yoldaşlar: Ayaklanın! Bu ayaklanma ne zaman gerçekleşir, bilemem, bir haftaya kadar da olabilir, yüz yıla kadar da; ama şu ayaklarımın altındaki samanı gördüğüm gibi görüyorum: Hak er geç yerini bulacaktır. Yoldaşlar, şu kısa ömrünüzde bunu aklınızdan çıkarmayın! Ve en önemlisi, bu öğüdümü sizden sonra gelenlere de iletin ki, gelecek kuşaklar zafere kadar savaşsın.”
Koca Reis olarak geçen domuz Karl Marks’ı temsil eder. Bu konuşmasının ardından gördüğü düşten bahseder ve hayvanların galip geleceğini söyler birde hayvanlara İngiltere’nin Hayvanları marşını öğretir ve hep birlikte hayvanlar şarkıyı söylerler.
Çiftlik sahibi Bay Jones o dönemin çarı olan Çar İkinci Nicholas’ı temsil eder. Koca Reis ayaklanmaya yetişemez ayaklanma olmadan önce ölür. Ayaklanmanın öncülüğünü Napolyon ve Snowball yapar. Napolyon komünist lider Josef Stalin’i Snowball ise Leon Troçki’yi temsil eder.
Devrim yapıldıktan sonra iri yarı, konuşma konusunda pek becerikli olmayan ama güç kullanmaktan çekinmeyen Napolyon ile yaptığı çalışmalarla çiftliğe ve hayvanlara faydalı olmak isteyen parlak zekalı konuşması etkili Snowball arasında fikir ayrılıkları çıkar.
Devrim yapıldıktan sonra çıkan bu fikir ayrılıklarına Napolyon’un gizlice yetiştirmiş olduğu kocaman iri yarı köpek sürüsünü kullanarak Snowball’u kovalatıp öldürtmesi noktayı koyar. Snowball hain ilan edilir. Devrim yapıldıktan sonra çiftliğin duvarına yazılan yedi emir kullanım şekline göre Napolyon’un elamanları tarafından sürekli değiştirilerek hayvanların hafızasında kalan izler yapılan propagandalar ile “yok yoldaşlar olur mu öyle şey siz yanlış hatırlıyorsunuz bu emir aslında bu şekildeydi ve bunları kast etmekteydi gibi söylemlerle” silinmekte ve yapılanın gayet doğru ve kurallara uygun olduğu söylenmektedir.
Hayvan Çiftliği Rusya’yı temsil etmekte İngiltere ise dünyayı temsil etmektedir. Rus lider Çar İkinci Nicholas aynı kitapta anlatılan gibi halkını kontrolde zayıf ve sarhoş şekildedir. Hal böyle olunca Marks ve Lenin gibi komünistler fikirlerini yayarlar. Halka usulca verilen telkinlerle ayaklanmaya hazır duruma getirilmiş ama normalde halkın komünizm isteği söz konusu değildir. Lenin, Stalin, Troçki gibi liderler halkı galeyana getirerek isyan etmelerini istemiş ve buna haklı hazırlamışlardır. Rus Çarının kötü idaresi ve kitapta olduğu gibi beslenemeyen halkın bir anda isyanı ile ne olduğu daha anlaşılamadan devrim gerçekleşmiştir. Komünizmi istemeyen halk da zorla dahil olmuş ve sistem ve bürokrasi zorla işler hale getirilmiştir.
Komünizmin makul ve yararlı kısımlarını Snowball temsil eder Lenin ve Troçki’den izler taşır. Zorba ve diktatör yanını ise Napolyon temsil eder Stalin olarak. Özgürlük ve eşitlik adı altında Hitlerle ortaklık etmiş insanlara zulümler etmiştir. “İnsanlar eşit bazıları daha eşit” kavramı oluşmuş ve kendisini övmeyenleri cezalandırmıştır. Bütün bu yapılan adaletsizlikler ve adam kayırmalar kaçınılmaz sonu hazırlamış ve çöküşü getirmiştir.
Kitapdaki Karakterler ve Gerçek Hayattaki Karşılıkları
Koca Reis: Karl MarksHayvanizm: Sosyalizm
Snowball: Leon Troçki
Napolyon: Josef Stalin
Bay Jones: Çar İkinci Nicholas
Squealer: Propaganda
Köpekler: KGB
Bay Frederick: Adolf Hitler
Tarih: 2018-01-07 18:34:02 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx